Yapay zeka popülerliğini arttırdıkça hakkında birçok tanım ortaya atılıyor. En basit ifadeyle, kendisine tanımlanan görevleri yapabilmek için insan zekasını taklit eden, elde ettiği verilerle kademeli olarak gelişim gösterebilen sistemler ya da makineler olarak tanımlanabilir. Yapay zeka kavramı Alan Turing’in “makineler düşünebilir mi?” sorusu üzerine ortaya çıktı. 1950 yılında Turing testi ile bir makinenin insanı yenip yenemeyeceği üzerine bir deney başlattı. Makinenin galip gelmesi üzerine Alan Turing yapay zekanın babası olarak tanınmaya başladı.
1956 yılına kadar yapay zeka ile ilgili resmi olarak bir terim ortaya atılmadı. 1956 yılında New Hampshire bir konuşmasında ilk kez yapay zeka terimini ortaya atarak bu kavramı hayatımıza kazandırdı. 1950 yılında Turing ile birlikte yapay zekanın problem çözme ve sembolik yöntemleri kullanması konusunda araştırmalar yapıldı. 1960 yılında ise bu kavram ABD Savunma Bakanlığının dikkatini çekti. Ardından bakanlık bünyesinde bilgisayar eğitimleri vermeye başlayarak 1970’li yıllarda sokak haritalama projesini ortaya çıkarttı.
Salt tepkisel, yapay zekanın en basit formudur. Bu çeşitte, tasarlanan yapay zeka ürünü, etrafındakileri algılar ve gördüklerine göre davranışlar sergiler. Bu tip yapay zekalar, hareketlerini tepkisel olarak gerçekleştirirler. Geniş bir görüşleri olmadığından dolayı davranışlarında beklenilenin aksine herhangi bir durum gözlenemez. Bunun yanında hafızaları olmadığı için anıları şekillendiremezler. Kasporov’u satranç oynarken yenen bilgisayar Deep Blue ve Google şirketinin sunduğu AlphaGo’su bu çeşide örnek verilebilir.
Günümüzde kullanılan yapay zeka ürünleri limitli hafızaya giriyor. Her ne kadar makine öğrenmesi ile kendilerini geliştirebiliyor olsalar da henüz insanlarla tam anlamıyla aynı işlevi gerçekleştirebiliyorlar. Limitli zekaya sahip olan yapay zeka ürünleri, genel anlamda veriler toplayarak çalışır. Aslında yapay zeka kavramı için veri çok önemlidir. Veri ne kadar fazlaysa gelişimi de o kadar ileri olur. Toplanan veriler, yeni olaylarla algoritmalar sayesinde eşleştirilir. Bu sayede işlevini gerçekleştirebilir. Limitli hafızanın en çok kullanılan örneklerine kişisel sanal asistanlarda rastlanıyor. Bankacılıktan e – ticarete kadar kullandığımız sanal asistanlar limitli hafıza ile çalışıyorlar. Bunun haricinde sürücüsüz araçlar ve chatbotlar da limitli hafıza için güzel örneklerdir.
Bahsettiğimiz gibi yapay zekalar henüz tam anlamıyla insan gibi çalışma gösteremiyorlar. Buradaki en önemli engel insan duygularını ve hislerini taklit edemiyor olmasıdır. Her ne kadar belirli algoritmalar üzerinden kendisine tanımlanan görevi yerine getirebiliyor olsa da hisler ve duygular anlamında yetersiz kalıyorlar. Günümüzde halen çalışmaları devam eden zihin teorisi üzerine henüz bir ürün sergilenmiş değil. Yapılan çalışmalar ile robotların artık belirli işlevleri yerine getirmesinin haricinde his ve beklentileri de algılayabiliyor olması isteniliyor.
Görüntü, ses, metin ve veri işleme konusunda yapay zekadan sıkça faydalanıyoruz. Yüz tanıma, sesli yanıt sistemleri, çevrimiçi asistanlar ve oyun motorları günümüzde karşılaştığımız yapay zeka ürünlerinin başında yer alıyorlar. Bunun haricinde veri işlenmesi amacıyla da kullanılabiliyor. Özellikle Çin’de radyoloji alanında karşılaştığımız uygulamalarıyla tanı koyma ve tedavi sürecinde önemli destek sağlıyorlar.
Birçok alana entegre edilebilen yapay zeka uygulamaları, finans sektörü için önemlidir. Sanal asistanlar, hasar yönetimi ve siber güvenlik alanlarında kullanılabilir. Siber güvenlik alanındaki uygulamalarında kötücül yazılımları tespit edebilirler. Ayrıca olası bir saldırı karşısında engellemek için uzman bir yapay zeka sistemi kullanılabilir.
Yapay zekalar insansız birçok işi çözebilmek üzerine oluşturuluyorlar. Sürücüsüz araçlar bunun için en iyi örnek olabilir. Bu durum sonucunda kaza yapma olasılığını en aza indiren araçlar ortaya çıkabiliyor. Özellikle bu alanda geliştirilen yapay zeka uygulamalarıyla şoförlük mesleği de yapay zekaların eline geçme riski ile karşı karşıya kalıyor.
Günümüzde hayatımızı kolaylaştıran birçok cihaz, yapay zeka çalışmaları üzerine ortaya çıktı. Birer kodlama ürünleri olan yapay zekalar birçok avantajı da beraberinde getiriyor.
Yapay zekalar insanlık tarihi için önemli adımlardan biridir. Fakat bazı görüşlere göre insana duyulan ihtiyacı geri plana atabilir. Gelişen teknoloji ile birlikte büyük şirketler de hata payı sıfıra yakın olan bu teknolojik ürünleri kendilerine entegre edebilirler. Basit makinelerle başlayan bu serüvende yapay zekanın gelişimiyle insan gücü geri plana atılma riski ile karşı karşıya.
Günümüzde yapay zeka birçok kişinin tanıdığı ve ilgi alanına yerleşen bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla bu durum, yapay zeka üzerine farklı görüşler ortaya çıkmasına neden oldu. Özellikle Tesla’nın kurucusu Elon Musk ve Facebook’un yaratıcısı Mark Zuckerberg “Yapay zeka insanlığın sonu mu?” başlığı altında iki farklı görüşü savundu. Bu bağlamda ikisinin de farklı destekçileri ortaya çıktı. Elon Musk, yapay zeka ürünlerinin insan gücüne duyulan ihtiyacı azaltacağını ve bunun bir tehdit olduğunu söylüyor. Mark Zuckerberg ise insan gücüne olan ihtiyacı bazı sektörler için azaltacak olsa da yeni meslek dallarının ortaya çıkacağını düşünüyor. Bununla birlikte bazı meslek dalları hiçbir zaman yapay zeka ürünleri tarafından yapılamayacağından dolayı insan gücünün tamamen ortadan kalkması gibi bir durumun ortaya çıkamayacağını iddia ediyor.
İki dünya teknoloji devinin de bu düşünceleri bir bakıma doğruluk payı içeriyor. Örneğin, bir psikiyatrist ya da psikoloğun yaptığı işi yapay zeka uygulamaları yapamaz. Şu anda Siri ve benzeri ürünler, insanı algılıyor ve ona göre çözümler üretiyor. Ancak insan hislerini ve beklentilerini algılama yeteneğine sahip değiller. Bununla birlikte yapay zekalar kendilerini tasarlayamazlar. Yapay zeka geliştiricileri ve mühendisleri insanlar olmak zorunda. Bu durum da yeni bir mesleği ortaya çıkartıyor.
Sigortacılık, finansal analist, şoförlük ve güvenlik görevlisi gibi meslekler yapay zeka tehdidi altında bulunuyor. Çünkü günümüzde geliştirilen yapay zeka uygulamaları, bu meslekleri yapabilecek yeterliliğe ulaşmak üzereler.
Birçok teknoloji şirketi bu alanda çalışmalarını yürütüyor. Yeni ürünler ve uygulamalar da kendilerini geliştirmek isteyen kurumsal şirketler tarafından bünyelerine entegre ediliyor. Bu sayede daha az hata olan güvenilir işler ortaya çıkarken insan gücüne olan ihtiyaç bazı meslekler için azalış gösterebiliyor.
Diğer yazılarımıza göz atmak için tıklayın.